19 Nisan 2024 Cuma

Devrimci Yön

Suriye'ye anlaşmalı saldırı mı? Büyük saldırıların başlangıcı mı?

Suriye'ye anlaşmalı saldırı mı? Büyük saldırıların başlangıcı mı?
15 Nisan
00:00 2018

Olurda Suriye semalarında füzeler uçuşursa “-hani savaş olmayacak diyordunuz ya bu savaşın kralı değil mi?” diyeceğinizi bile bile yazıyorum.

Bu tür bir saldırı ne Irak ne Afganistan ne de Libya’ya benzer? Çünkü ABD’nin diğer saldırılarında Avrupalı müttefikleriyle konsensüs sağlanmış ve koalisyon güçleri tek bir merkezden sevk ve idare edilmişti. Rusya’nın askeri üsleri yoktu. Suriye’ye yönelik askeri bir müdahale için uluslararası mutabakattan söz edilmeyeceği gibi NATO’nun Avrupa kanadında müdahale karşıtı açıklamalar dikkat çekiyor.

Hatta sözde kimyasal saldırıyı bahane ederek Suriye’ye çullanmak isteyen ABD yönetiminde Suriye’de atılacak adımlar konusunda ortak karar yok. ABD Savunma Bakanı Jim Mattis ile ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Suriye konusunda başka tellerden çalıyor, armoni yok. Almanya Başbakanı Merkel, Suriye’ye yönelik olası bir hava saldırısına Almanya’nın katılmayacağını açıkladı ve kimyasal silahların kabul edilemeyeceğini göstermek için yapılması gerekeni desteklediklerini söyledi.(1) Angela Merkel’in ardından İtalya Başbakan Vekili Paolo Gentiloni’de Suriye’ye yönelik herhangi bir saldırıya katılmayacaklarını belirtti, ancak müttefiklere lojistik destek garantisinde bulundu.(2)

Suriye’de beklenenin aksine savaş olmayacağını neye dayanarak söylüyorum, delilim ne? ABD ve Rusya’nın karşılıklı sıcak savaş sinyalleri vermelerine rağmen dünya kamuoyuna yansıyan bu görüntünün bir algı yönetimi olduğu ortada. Çünkü kapalı kaplılar ardında el sıkışılıyor, kontrollü bir Suriye krizinin göreceli faydaları üzerine müzakere ediliyor. CIA Direktörü Mike Pompeo Dışişleri Bakanlığına atanmadan önce geçtiğimiz Şubat ayında Washington’da Rus meslektaşları ile ‘top secret’ bir toplantı gerçekleştirdi. ABD ve Rus gizli servis başkanları Suriye’deki krizin yol haritası, tarafların üstlenecekleri yol ve sonuçları konusunda anlaştılar. O süreçte CIA Direktörü Mike Pompeo’ın Amerika’ya girme yasakları bulunan Rusya’nın en önemli 3 istihbarat örgütünün yöneticisini Washington’a getirtmesi ve onlarla CIA’nın ABD’nin Virginia eyaletinde Fairfax İdari Bölgesi Langley kentinde yapılan toplantılar, Demokrat Partili Chuck Schumer’ın konuyu Senato’ya taşıması ile deşifre oldu. ‘Top Secret’ toplantının Rus delegasyonu KGB’nin devamı olarak bilinen SVR’nin yöneticisi Sergey Narişkin, Rusya’nın iç istihbaratından sorumlu FSB’nin başı Aleksander Bartnikov ve Rusya’nın askeri istihbaratından sorumlu yetkiliydi.(3)
Ne konuşulduğuna dair birkaç hususu belirtebilirim.

Birincisi Beşar Esat’ın başkanlıktan uzaklaştırılması. Ki bu konuda 11 Nisan 2018’de “Esat yolcu Veliaht Prens Salman üç ay sonra Suud kralı mı?” başlıklı yazımda; “Bugünlerde Trump yönetiminin Suriye’ye hava harekâtı hazırlıkları gündemde. Suriye rejiminin kimyasal silah kullanarak yüzlerce masum insanı katlettiği ileri sürülerek yapılacak askeri müdahaleye uluslararası arenada yasal kılıf hazırlanıyor. Fatura Esat rejimine çıkarıldığı için Rusya ve müttefikleri, Beşar Esat’ı yönetimden uzaklaştırarak ABD ve koalisyon güçlerinin Suriye’ye askeri müdahale gerekçesini boşa çıkarabilirler. Bu Rusya için hiç zor değil çünkü Beşar Esat, Suriye’nin kuzeybatısındaki Lazkiye’de bulunan Bassel El-Esed hava üssü (Hmeimim)’de kalıyor. Görüntü vermek istediğinde Şam’a gidiyor. Bassel El-Esed hava üssünde 2 bin Rus personelin yanı sıra 32 uçak, 16 helikopter, 9 tank, 2 karadan havaya fırlatılan füze savunma sistemi var ve Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığının en önemli parçası. Putin’de Suriye ziyaretinde bu askeri havaalanına inmiş ve Esat’la burada görüşmüştü.

Görüntüleri hatırsanız Putin’le birlikte yürümek isteyen Esat, Rus generali tarafından kolundan geri çekilmişti.” değerlendirmesinde bulunmuştum. Bu öngörümde ne kadar haklı olduğum, CCNTÜRK’ün bugün -13.04.2018 Cuma- saat 08:12’de yayınladığı haberinde “ABD ve müttefiki ülkelerin Suriye’ye karşı “askeri operasyon düzenleme” söylemleri sürerken, Amerikan medyasında çıkan haberlerde Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın Rus askerleri eşliğinde Şam’daki başkanlık sarayından ayrıldığı ve Rusya’nın Lazkiye’nin güney doğusundaki Hmeymim Hava Üssü’ne sığındığı öne sürüldü. Esad’ın pencereleri olmayan bir barınakta bulunduğu, yanında başka Suriyeli yetkilinin de bulunmadığı belirtildi. Amerikan medyasında yedi ABD askeri uçağının Doğu Akdeniz kıyılarında, Rusya’nın Hmeymim Hava Üssü ile Tartus Deniz Üssü yakınlarında keşif uçuşları düzenledikleri de belirtildi.” bilgisini paylaşmasıyla ortaya çıktı.(4)

Rusya, Türkiye ve İranlı yetkililerce, Esat’ın yerine El-Nimr yani Kaplan lakaplı, 1970 Cebele (Jableh) doğumlu, Nusayri bir aileden gelen Tuğgeneral Suheil Salman al-Hassan /Süheyl Salman El Hasan ile Suriye Ulusal Güvenlik Bürosu Başkanı Ali Memlük isimleri üzerinde durulduğunu belirtmiştim.(5) Ancak Rusya, İran ve Türkiye’nin mutabık kaldığı bu isimlere ABD’nin onay verip vermediği şimdilik meçhul. Çünkü ABD Başkanı Donald Trump’ın geçen ay Rex Tillerson’ı görevden alarak yerine Dışişleri Bakanı atadığı CIA Direktörü Mike Pompeo’ın, Senato onay sürecinde yaptığı açıklamaya bakılırsa bu konuda müzakereler sürdürülüyor. Fransa cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Amerikalılara Fransa’da sürgünde yaşayan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın amcası Rıfat Esad’ın, Beşar’ın yerine geçmesi için bastırdığını ancak bu konuda Ankara’nın ikna edilemediğini söyleyebilirim. Bir tarafta Atlantik cephesi ABD/Fransa ve diğer tarafta Avrasya cephesi Rusya/Türkiye/İran’ın; Esat’ın yerine geçecek isim üzerinde mutabakat arayışları şimdilik devam ediyor. Size aktardığım bilgileri teyit eden açıklama ABD Dışişleri Bakanı önceki CIA Direktörü Mike Pompeo’dan geldi; Suriye’de hedefin ‘bir gün Esed sonrası dönemin oluşması’ olduğunu kaydeden Pompeo, “Diğer amaç ise daha istikrarlı, şiddeti sona erdirebileceğimiz bir diplomatik sonuca ulaşmak gerekiyor. Bu sayede Suriye’de halk kendi kendini yönetebilir.” dedi. Suriye’yi “başarısız devlet” ifadesiyle tanımlayan Pompeo, Suriye’nin insan hakları, bölgesel istikrar ve ABD’nin ulusal güvenliği anlamında tehdit olduğuna dikkat çekti.(6) ABD’nin Virginia eyaletinde Fairfax İdari Bölgesi Langley kentindeki gizli toplantıda ele alınan bir diğer konu da; Esat’ın yerine geçecek isim konusunda anlaşılamaması halinde ABD ve müttefikleri İngiltere ile Fransa’nın Suriye’ye düzenleyecekleri sınırlı ve kısıtlı hava bombardımanı sırasında, Rusya’nın Suriye’de aktifleştirdiği hava savunma sisteminin kapatılması, devre dışı bırakılması. Suriye’ye ait uçak ve helikopterler zarar görmemeleri için çoktan Rus üslerine kapağı attılar.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’ın, Şam’a bağlı Doğu Guta’nın Duma ilçesindeki kimyasal saldırı iddialarının bir mizansen olduğunu ve arkasında Rusofobik bir ülkenin istihbaratı bulunduğunu ifade etmesine bakılırsa, bu ülke İngiltere! İngiliz üst aklı; ABD Başkanı Trump’ın jeopolitik risk algısını iyi okuduğunu düşünüyor. Suriye ile ilgili olarak bakanlarını acil toplantıya çağıran İngiltere Başbakanı Theresa May, kimyasal silah kullanımını önlemek için ABD ve Fransa’yla yola devam kararı aldı. ABD Başkanı Donald Trump ile İngiltere Başbakanı Theresa May’in, telefon görüşmesinde, Suriye rejiminin kimyasal silah kullanımıyla tehlikeli bir yöntem izlediği vurgulandı. İngiltere hükümetinden yapılan açıklamaya göre, kimyasal silah kullanılmasının hesabın sorulmasının gerekliliği üzerinde duruldu. Esed rejiminin bu silahları kullanmasının engellenmesi için anlaşıldı.(7) Hollywood sinema endüstrisinin setlerinde çekilen savaş filmlerini aratmayacak bu senaryo vizyona girerse de beni hatırlayın.


Ömür Çelikdönmez'in kafkassam.com'daki yazısının tamamını okumak için...

SOLİTİRAZ.COM

Facebook'ta Sol İtiraz